28 Mayıs 2011 Cumartesi
Sadece sevgiydi..
Neyimiz vardı ki özümüzde,insana ve yaşama sevgiden gayrı
Hangimiz suçluyuz şimdi gönül gözünde
Hangimiz aşka daha yakın
Dilimizde saklı değil miydi sevdamız
Ölürmüydük sanki seviyorum diyebilseydik..
Sevda türküleri yakıyoruz dağlara taşlara
Bitmek bilmeyen bir vicdan hesabın da çırpınıp duruyoruz
Şeytansı bir inat mı yoksa insan olmanın büyüsünü bozan
Anlamsız bir gurura, bencilliğe feda edilecek ne vardı
Hesabı mı olur sevginin yürekte yanan ateşten gayrı
Ne olurdu sanki sevmeyi gönülden isteseydik..
Çocuk yüreğimiz nerede, nerede gülüşlerimiz
Uzaklaştıkça sevgiden açtığımız yaraları görebilseydik
Görebilseydik kanattığımız yüreklerdeki insan olmanın sızısını
Taştan mı sanırız bedenleri,hiç kırılmaz mı gönüller
Acıya yarenlik edecekler nerede şimdi
Nerede hüzünlere göğüs gerecek sır dolu geceler
Yenildi hayata diklenişlerimiz
Yenildi bu anlamsız kavgada
Yenildi bu anlamsız kavgada
Ne çabuk tüketir olduk sıcacık sevgileri,
Ne çabuk..
Ne çabuk..
Yine susma vakti geldi dilimize
Suskunluğun utancında öldüreceğiz yürekleri
Sessizce duvar köşelerinden yürüyeceğiz yanlızlığa
Yazık,çok yazık
Yine beceremedik sevmeyi
Dilimizin ucunda hep ayrılığın şarkısı
Hiç düşünmeden dökülüverir o kahrolası kelimeler
Ne soğuktur vedalar,dondurur yürekleri
Önce hayallerimiz ölür
Sonra sevgimiz...
Sonra sevgimiz...
Tufan genç
23 Mayıs 2011 Pazartesi
17 Mayıs 2011 Salı
İmkansız düşler göresim var,duy beni...
Biliyorum,konuşacak bir şeyimiz kalmadı
Paylaşıp bölüşecekte
Ama yüreğimden geleni dilimde saklayamıyorum
Haykırmak istiyorum gücümün yettiğince karanlıklara
Unutmak istiyorum bu gün sana olan tüm kırgınlıklarımı
Sana sesleniyorum duy beni
Avuçlarımda ki sevdana sığınıyorum
Kelimelerim kırık,tebessümler yabancı dudaklarıma
Engel olamıyorum içimdeki gurursuz hasretine
Ne olur duy beni
İmkansız düşler göresim var bu gün
Gönlümü hoş tutmak,anlık hayaller kurmak istiyorum seninle
Bir çocuk gibi çılgın yüreğim isteklerimi bastıramıyorum
Sesini arıyorum telefonun tuşlarında
Ben senden gidemiyorum
Ne olur sende gitme diyesim geliyor içimden
Ama söyleyemiyorum...
Seni ne çok özlüyorum bir bilsen
Yüreğine dokunduğum ilk günün hazzını gözlerinden okumuştum
Delisi olmuşum o gözlerin
Her gün silip yeniden çiziyorum
Sonra dalıyorum içine kayboluyorum derinlerinde
Gözlerimde ki hüzün bile seni özlemiş biliyor musun
Hayallerimi diziyorum kirpiklerinin teline
Göz yaşlarında boğma düşlerimi ne olur
Yanıyor yüreğim tuzun da, yanıyor
Görmüyor musun...
Sözümüz vardı hani
Baharın taze gelincikleriyle örecektik saçlarını
Dans edecektik sırılsıklam ıslaklığa aldırmadan gök kubbenin altında
Bu kadar mı kirlendi toprakla öpüşen yağmur taneleri
Bu kadar mı çaresiz rüzgarla sevişen damlalar
Oysa ne savaşlar vermiştik seninle birbirimizi severken
Gelmedin
Gelseydin her şeyi unutup sarılacaktım sana
Susturacaktım yüreğimdeki isyanı
Gelmedin,hiç gelmedin
Boşlukta asılı kaldı hep ellerim...
Eskiden şarkıları bu kadar dinlemezdim
Sevdiğim ne çok şarkı varmış meğerse bizi anlatan
Yüreğim her yandığında bunu anladım
Her yandığında sevgili
Her yandığında...
Tufan genç
Hep üşürsün..
Hani,hasret yakarya bazan
Uzatırsın ellerini tutan olmaz
Gecenin karanlığına takılır kalır gözlerin
Umutsuzca bir ışık ararsın
Bir bebek ağlar içinde
Kirpiğine saklı yaşların süzülür
Bir şarkı mırıldanır yüreğin sesizce
Alev alev yanan özlemine
Öyle özlersin ki
Yangınlarda kalmış sanırsın kendini
Hasret yakar bir başına,hep yakar
Kül olur umutların savrulur
Sen avuçlarında yanlızlığı demlerken
Gece hüzünlerini giyinir yeniden
Ayaza çalar düşlerin
Kış olur yatağında tüm mevsimler
Üşürsün,
Hep üşürsün...
Tufan genç
16 Mayıs 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)